Türkiye'nin dünya modasıyla tanışması: Atatürk'ün öncülüğünde ilerleyen Alamod kıyafet serüveni
Mustafa Kemal Atatürk, cephede kazandığı zaferler kadar etkileyici giyim tarzı ile de kendisinden söz ettirmiş bir liderdir. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Atatürk, halkının modernleşmesi için çalışmalara başlamıştır. Kıyafet reformu bu çalışmalardan bir tanesi olarak tarihe geçmiş ve o zamandan günümüze modaya bakış açısını değiştirmiştir. Bu araştırmada, Atatürk’ün moda anlayışı, bu anlayışı halka aktarmak için büyük yardımlar aldığı terzisi Levon Kordonciyan ve Kordonciyan ailesinin tarihi, ve tüm bunların Türk toplumuna olan etkisi anlatılmıştır. Araştırma süresince, o döneme ait eski aile albümleri, Atatürk’ün fotoğrafları, Sabiha Gökçen’in konuyla ilgili anıları, gazete haberleri ve Atatürk’ün terzisi Levon Kordonciyan’ın torununun eşi şuşan Kordonciyan’la yapılan röportajdan yararlanılmıştır. Türk halkının günümüzdeki giyim tarzının anlaşılabilmesi ve değerlendirilebilmesi için Cumhuriyet döneminde Atatürk öncülüğünde gerçekleşmiş olan yenilikler büyük önem taşımaktadır. Bu yeniliklerin temsilciliğini yapan Atatürk’ün, emeklerinin halka aktarılışı bu araştırmada detaylandırılarak aktarılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk was a leader who made himself known not only with his victories at the battlefront but also with his impressive clothing style. Along with the declaration of the Republic, Atatürk started to work for the modernization of his people. Clothing reform became one of these areas and changed the way of fashion in Turkey. In this research, Atatürk's sense of fashion, the history of his tailor Levon Kordonciyan and his family, where he received great help to convey this understanding to the public, and the effect of all of these on the Turkish society are investigated. During the research, family albums of that period, Atatürk's photographs, Sabiha Gökçen's memoirs about the subject, newspapers and interview with Atatürk's tailor Levan Kordonciyan's grandson's wife, Shushan Kordonciyan. The innovations that took place under the leadership of Ataturk during the republican period are of great importance for the understanding and evaluation of the clothing style of the Turkish people. Atatürk, who represents these reforms, and his efforts to convey these reforms to the public have been examined in detail in this research.
1. GİRİŞ BÖLÜMÜ
“Milletimiz her güçlük ve zorluk karşısında, durmadan ilerlemekte ve yükselmektedir.
Büyük Türk Milletinin bu yoldaki hızını, her vasıtayla arttırmaya çalışmak, bizim hepimizin
en kutlu vazifemizdir.” Atatürk’e göre bu kadar önemli olan bu modernleşme sürecinin
görülmeyen tarafları da var mıdır? Mesela, “alamod” bir giyim tarzının ülkenin uluslararası
platformdaki imajına etkisi ne olabilir? Yoksullukla başa çıkmaya çalışan yeni kurulmuş bir
devletin, yenilenme sürecinde karşılaştığı bir çok soruna rağmen, modern giyim tarzına sahip
olma çabası neden ortaya çıkmıştır? Bu soruların cevabı cumhuriyetin kurulduğu dönemden
başlanarak aranabilir.
Uzun uğraşlar ve büyük zorluklarla geçen bir dönemin ardından kazanılan Kurtuluş
Savaşı’nın sona ermesiyle Türk milleti ikinci bir mücadele ile karşı karşıya gelmek üzereydi.
Artık muhalif yabancı devletler değil, Türk halkını modernleşme yolundan alıkoyan kendi
içindeki sınırlandırılmış zihniyet kalıbıydı. Türk yurdunun köklü değişikliklere, bütüncül bir
devlete ve en önemlisi halka vatandaşlık hissiyatının aşılanmasına ihtiyacı vardı. Bu aranan
kurtuluş, Atatürk’ün çağdaş bir Türk devleti yaratmak için oluşturduğu inkılapların
uygulamaya konmasıyla yanıt bulmuş oldu. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte ümmetten
devlete geçiş için pek çok çalışma ve ıslahat çabası gündeme gelmişti. Siyaset, hukuk, eğitim,
kültür, toplumsal ve ekonomik alanlarda inkılaplar gerçekleştirildi.
Sınıflandırılmış bir düzene sahip olan Osmanlı İmparatorluğunun, birlik ve beraberlik
içinde yaşayan ve bütüncül bir yapısı bulunan Türkiye Cumhuriyeti’ne dönüşümünde basit bir
etkenmiş gibi algılansa dahi, kılık-kıyafet reformu güçlü bir temel sağlamaktaydı. Çağdaş
giyinmek; hem Türk devletinin Batı giyim tarzıyla arasında bağ kurarak medeni bir uygarlık
olduğunu bütün dünyaya göstermek, hem de bütüncül bir yapıya geçişini sağlamak için
önemli bir faktördü.
2
Bu projenin odak noktası Atatürk’ün bahsedilen bütüncül Türkiye Cumhuriyeti
yapısına geçiş sürecinde kılık-kıyafet alanında yaptığı değişiklikleri değerlendirmek, moda
anlayışını irdelemek ve onun bu anlayışının Türk halkına olan etkisini incelemektir. Çalışma
Atatürk önderliğinde gerçekleşmiş olan kılık-kıyafet reformuna, bu reformun halk üzerindeki
etkisine ve bu reformun gerçekleştirilmesinde Atatürk’ün kişiliğinin önemine kısa bir bakış ile
başlayacaktır. Bu bölümde şapka devrimine ve kılık-kıyafet reformunun kadınlar üzerindeki
etkisine ayrıca yer verilecek, daha sonra Atatürk‘ün moda anlayışı ele alınacaktır. Giyiminde
kullandığı pantolonlar, ceketler ve aksesuarlar detaylıca incelenecek, şapka çeşitleri ve hangi
çeşit şapkayı nerede kullandığı hakkında bilgi verilecektir. Giyime hem maddi olarak hem de
vakit açısından yaptığı harcamalar sorgulanacak, bireysel moda anlayışını insanlara nasıl
aktardığı araştırılacak, son olarak da Atatürk’ün şıklığına ve stiline çok önem vermesinin
sebepleri yorumlanacaktır. Bütün bu çalışmalar ışığında, Atatürk’ün etki yaratabilmek için
güvenerek yanında tuttuğu terzisi Levon Kordonciyan’ın ve ailesinin tarihi derinlemesine
incelenecektir. Bu kısımda ilk kuşak Kordonciyanların Atatürk’le olan ilişkisi, günümüz
Kordonciyanları ve Atatürk’e olan bağlılıkları ve Kordonciyan ailesinin kuşaklar boyu süren
başarısı analiz edilecektir.
Bu araştırma sırasında, yukarıda bahsedilen alt başlıklar hakkında daha fazla bilgi
edinebilmek amacıyla birinci kuşak Levon Kordonciyan’ın torunu İskender Kordonciyan’ın
eşi Şuşan Kordonciyan ile röportaj yapılmıştır. Bu röportajda ailenin başarı hikayesine ve
Atatürk ile ilişkilerine özellikle değinilmiştir. Ayrıca röportaja ek olarak, Sabiha Gökçen’in
anılarından, Atatürk’ün fotoğraf albümlerinden, döneme ait eski aile albümlerinden, eski
gazete haberlerinden ve konuyla ilgili akademik kitap/makalelerden yararlanılacaktır.
3
2. ATATÜRK VE KIYAFET REFORMU
Atatürk’ün ele aldığı her inkılapta, gerek siyasi amaçlarla olsun gerek kültürel, yapılan
çalışmaların hepsi modern dünyaya tanıtmak istediği Türkiye düşüncesine bağlanıyordu.
Modern bir profil çizmenin yanı sıra, halkın bütünlük ve vatandaşlık hissiyatına sahip
olmasını istiyordu. Bu nedenle kılık-kıyafet devriminin de yardımıyla Batı ülkelerine daha
modern ve çağdaş bir devlet sunmayı amaçlamıştı. Devrimin bir gecede gerçekleşebilecek bir
süreç olmadığının farkında olan Atatürk yurdun çeşitli illerine geziler düzenleyerek edindiği
ön bilgi birikimi çerçevesinde kılık-kıyafet devrimini hayata geçirmeye 25 Ağustos 1925
tarihinde, Kastamonu ilinde başladı. İlk kez başında şapkasıyla geldiği ve halkı bu şekilde
karşıladığı bölgede “Buna şapka derler" diyerek halkın gözünde şapka giyme niteliğini bir
statü göstergesi olarak ele aldıktan sonra, 25 Kasım 1925'te “Şapka Giyilmesi Hakkındaki
Kanun” çıkartmıştır. Böylece toplum kılık-kıyafet olarak hem modern bir görünüşe hem de
bir bütünlüğe kavuşmuştur.1
Kadınların giyim tarzına, genel kılık-kıyafet reformuna kıyasla daha ince yaklaşmış
olan Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınının kıyafetine asla dokunmamıştır. Herhangi bir
zorunluluk koymadan Türk kadının kendi kendine çağdaş kıyafetine kavuşmasını istemiş olan
Atatürk, Fransız düşünür ve gazeteci Herriot ile gerçekleştirdiği diyalogda şu aktarmayı
yapmıştır: "Atatürk'e sordum, kadınlara peçelerini nasıl attırdınız? Cevap verdi; ‘Biz bu işte
hiçbir zorlama yapmadık. Sadece bir gün, güzel kadınlar yüzlerini açabilirler, dedik; ertesi
gün bütün kadınlar peçelerini atmışlardı.’"2
Atatürk, değişim eyleminin temel felsefesini kavrayamamış olanlar tarafından, aceleci
bir değerlendirme ile “gardırop devrimi” olarak nitelenen ve bir anlamda küçümsenen giyimkuşam düzeltim hareketini de yazı değişimi, dilin arılaştırılması gibi bir uygarlık değiştirme
1 Selami Kılıç, “Şapka Meselesi Ve Kılık Kıyafet İnkılabı”, Ataturk Yolu Dergisi 16 (1995): 529-547. 2 Yalçın Bayer, “Atatürk'ün güzel kadın formülü,” Vatan Gazetesi, 11 Şubat 2008.
4
hareketi niteliğinde görmüş, dinsel ve geleneksel Doğu kültürüyle ilginin kesilip çağdaş
uygarlığa katılımın bir aracı olarak kullanmıştır.3
Atatürk her reformun devlete katacağı değerin farkında olan bir liderdi ve giyimkuşam inkılabının halkın belirli bir kesimi tarafından istenildiği ciddiyetle algılanmamış
olması düşüncelerini etkilememişti. Gerek günlük hayatında, gerekse siyasi ve politik
platformlarda seçtiği kıyafetlerin özellikle Batı giyim tarzını yansıtmasına özen gösteren
Atatürk aslında bu yöntemle Türk halkına modern yaşam tarzını ve kılık-kıyafet inkılabını
aşılamaya çalışmıştır. Kılık-kıyafet reformunun üstünde bu kadar durmuş olmasının sebebi,
halkın giyim tarzının toplumun kültürünü, içinde bulunduğu medeniyeti yansıttığının farkında
olmasıydı. İnsanların başına giymekte olduğu, cahillik, gaflet, taassup, yenilik ve medeniyet
düşmanlığının belirgin işareti gibi görünen fesi atarak, onun yerine bütün medeni dünyaca
başlık olarak kullanılan şapkayı giymek ve böylece, Türk milletinin medeni toplumlardan
zihniyet bakımından da hiçbir ayrılığı bulunmadığını göstermek kaçınılmaz oluyordu.4
Atatürk, Türk halkının çağdaşlığa ulaşabilmesi için ihtiyaç duyduğu değişimlerin
farkındaydı, fakat Türk halkının bu değişimlere yaklaşımı nasıl olacaktı? Normal koşullarda
bir halkın kültürel, sosyal vb. özelliklerini kökünden değiştirmek imkânsız bir durum gibi
görülse de Atatürk’ün kişilik özellikleri sayesinde reformların ardından Türkiye Cumhuriyeti
oluşmuştu. Bu süreçte Atatürk’ün ileri görüşlülüğü, çevresindeki farklı bakış açılarını göz
önünde bulundurarak hareket etmesi ve Anadolu halkının geleneksel yapısının farkında
olması inkılapların hayata geçmesini kolaylaştırmıştı. Atatürk giyim alışkanlıklarındaki fiili
değişiklikleri meydana getirmeden önce bu reformun bütün detaylarını ele alarak hedeflediği
Türkiye gerçekliğini tasarlamıştı. Mehmet Serhat’ın da belirttiği gibi “Atatürk; yapmış olduğu
3 Şerafettin Yamaner, Atatürk Öncesinde ve Sonrasında Kültürel Değişim: Değişimin Felsefesi ve Toplumsal
Özü (İstanbul: Toplumsal Dönüşüm Yayınları, 1999), 235. 4 Mehmet Serhat, ”Atatürk'ün Kastamonu Gezisi ve Şapka İnkılabı,” Gazi Üniversitesi Kastamonu Eğitim
Dergisi, Mart, (2015): 223-232.
5
diğer inkılaplarda olduğu gibi, kılık-kıyafet alanında gerçekleştirdiği inkılap hareketinde
önceden bir fikre sahipti. Bütün inkılaplarda olduğu gibi ulaşmak istediği, toplumu ulaştırmak
istediği amaca erişebilmek için gerekli şartları ve zamanı dikkatle değerlendirdiği bir
gerçektir.”5
Aynı zamanda sadece kendi düşüncelerini değil, çevresindeki farklı görüşleri de
değerlendirerek hareket etmiştir. Her zaman yanında bulunan bireylerin bakış açılarından
olaylara bakmaya çalışan Atatürk bu özelliğiyle çevresindekilere duyduğu güveni ortaya
koyarken aynı zamanda kendisine de eleştirel bir açıdan yaklaştığını göstermiştir. “Atatürk
şapka inkılabı ile ilgili olarak etrafındakilerin kanaatlerini de almıştı.”
6 Milletle kurduğu
iletişimle ve zaman zaman yaptığı gözlemlerine dayanarak halkın nabzını ölçmeye dikkat
etmiştir. “Türk toplumunu iyi tanıyan ve büyük bir gerçekçi olan Atatürk, dinsel temaya
dokunduktan sonra (laiklik, tekkeler, vb.) bir de insanın ailesinin, “namahrem” e yasa zoruyla
“açılmasını” tehlikeli saymış olabilir.”7
Sonuç olarak, Atatürk geçmişte yaptığı bu köklü değişimler sayesinde günümüzde bile
hala benimsenmeye devam eden bir moda görüşünün doğmasını sağlamıştır. Bu fikir akımının
en ön planda olan örneklerinden birisi olan Şuşan Kordonciyan (Levon Bey’in torunu olan
İskender Kordonciyan’ın eşi) kendisiyle yapılan röportajda Atatürk’ün giyim tarzına verdiği
önemin nedenini şu sözlerle açıklamıştır: “Tabi ki kıyafetine önem verecek çünkü
pazarlayacak, Türkiye’yi dünyaya pazarlayacak.”
8
5 Mehmet Serhat,”Atatürk'ün Kastamonu Gezisi ve Şapka İnkılabı,” 223-232. 6 A.g.e. 7 Şerafettin Yamaner, Atatürk Öncesinde ve Sonrasında Kültürel Değişim: Değişimin Felsefesi ve Toplumsal
Özü, 234. 8 Şuşan Kordonciyan ile röportaj. Nermin Özdemir, Ekin Korkmaz. İstanbul, 2018.
6
3. ATATÜRK’ÜN MODA ANLAYIŞI
Liderlik vasıflarından önemli bir tanesi de dinlenebilmektir. Bir topluluğun sizi
dinleyebilmesi ve dikkate alabilmesi için de öncellikle şık, temiz ve özenli bir görünümünüz
olmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk de bunun farkında olduğu için giyimine son derece dikkat
ederdi. Erdirençelebi’den alınan bilgilere göre Atatürk takım elbise ceketlerini, arka ortası
dikişli, yırtmaçlı veya düz, yan dikiş yerine arkaya hafif kayan kuplu, ön pens ile vücuda
oturan, kalın veya ince erkek yakalı, tek sıra veya kruvaze kapamalı, yanlarda ilik cepli,
göğüste ise yelek cepli, kolları iki parçalı ve kol ağızları yırtmaçlı formunda hazırlattırmıştır.
Atatürk’ün aynı zamanda hemen hemen her ceketinin içine tamamlayıcı, “V” yakalı, altı
düğme ile kapanan ve ön uçları sivri tasarlanmış bir yelek giydiğini, pantolon belleri yüksek
ve ayarlama kemerli olup askı düğmeleri bulunmakta olduğu ve pantolon patletleri fermuar
yerine dört veya beş ilik düğmeli olduğu da belirtilmiştir.
9 (Bkz. Ek-1, Ek-2)
Kılık-kıyafet yeniliği yapan Atatürk, hem en sevdiği aksesuar şapka olduğu için hem
de Türk halkına örnek olmak istediği için her zaman giysileriyle uygunluk gösteren bir şapka
takmaya da büyük özen göstermiştir. Erdirençelebi’ye göre taktığı her bir başlığın onun için
bir anısı olan ve şapkalarına gözü gibi bakan Atatürk’ün fötr şapka, melon şapka, kasket,
klark şapka gibi askerî ve sivil çeşitli şapkaları vardı. Atatürk fötr şapkayı 25 Kasım 1935’de
yaptığı “Şapka Kanun”undan sonraki yıllarda kullanmış, melon şapkayı ve kasketi palto ve
yağmurlukları ile kullanmış, klark şapkayı, meclis açılışı, davetler gibi önemli günlerde ve
frak takım elbisesinin üzerinde kullanmıştır.10 (Bkz. Ek-3, Ek-4)
Atatürk giyiminde şapkanın yanı sıra başka aksesuarlara da yer vermiştir. Bu iddiayı
destekleyen Levon Kordonciyan, Atatürk’ün giyiminde baston, eldiven, kravat, papyon, fular
ve cep mendili gibi Avrupai parçalar kullandığını, ayakkabı seçiminde çok titiz
olup ayakkabılarının renginin, kıyafetlerinin rengiyle aynı veya uyumlu olmasına çok dikkat
9 Meral Erdirençelebi, Mustafa Kemal Atatürk’ün Şıklığı (Konya: Eğitim Yayınevi, 2011), 57-76. 10 a.g.e
7
ettiğini söylemiştir.
11 Bu aksesuarlara ek olarak, Erdirençelebi Atatürk’ün çeşit çeşit
kaşkoller, pantalon askıları, köstekli saatler ve düğmeler kullandığını belirtmiştir.
12 (Bkz. Ek5)
Atatürk’ün giyimdeki detay ve aksesuarlarına gösterdiği özen kişisel bakımına da
yansımıştır. Sabiha Gökçen verdiği bir röportajda Atatürk’ün her zaman temizliğe ve hijyene
çok önem verip her gün farklı kıyafetler kullandığını belirterek bu tezi doğrulamıştır.13
Atatürk’ün bu titizliği kullandığı kumaş seçiminde de etkili olmuştur. Şuşan Kordonciyan
Atatürk’ün, formülü dünya üzerinde sadece Kordonciyanlarda bulunan, özel yapım bir kumaş
olan “tuxedo” kumaşını tercih ettiğini söylemiştir. Bu kumaşı tercih etmesinin sebebi de
kumaşın özelliğinin kapalı ortamlarda sigara, yağ ve benzeri kokuları içine alıp, dışarı ortamla
temas ettiği anda içine aldığı kokuları dışarıya vermesidir.14
Şimdiye kadar anlatılanlardan her ne kadar Atatürk giyime çok para ve zaman harcıyor
gibi gözükse de aslında durum pek de öyle değildir. Kendisi hem şık hem tasarruflu bir
liderdi. Bu iddiayı destekleyen Şuşan Kordonciyan, Atatürk’ün genelde kıyafetlerini ters düz
şekilde diktirdiğini ve böylece tek parça kıyafetten iki farklı kombin çıkarttığını
söylemektedir. Kordonciyan’ın bize verdiği başka bir bilgi ise Atatürk’ün provalara fazla
zaman ayırmadığı ancak her provanın çok verimli geçtiği yönündedir. Ona göre Atatürk çok
özenli bir moda anlayışına sahip olsa da daha önemli meselelerle uğraşmak zorunda olan bir
devlet başkanının provalara az zaman ayırması normal karşılanmalıdır.
15
Omuzlarında koskoca bir ülke taşıyan önderimiz bahsedildiği üzere provalara az vakit
harcamasına rağmen giyimde şıklığa ve en önemlisi özgünlüğe inanılmaz derecede önem
vermekteydi, kendine has bir stilli ve eşsiz bir moda anlayışı vardı. Hatta Sabiha Gökçen’in
11 Sibel Arna, “Atatürk’ün giyim tarzı,” Hürriyet Gazetesi, 3 Haziran 2017. 12 Meral Erdirençelebi, Mustafa Kemal Atatürk’ün Şıklığı, 57-76. 13 Sabiha Gökçen ile röportaj. TRT arşivi,
http://www.trtarsiv.com/izle/104027/sabiha-gokcen-in-ataturk-un-giyimi-hakkindaki-roportaji Son erişim tarihi
10.05.2018
14 Şuşan Kordonciyan ile röportaj. Ekin Korkmaz, Nermin Özdemir. İstanbul, 2018. 15 a.g.e
8
belirttiğine göre Atatürk kendisine yakışanı seçmeyi çok iyi bilen birisiydi ve neredeyse tüm
kıyafetlerini kendisi tasarlamıştı.16 Moda zevkini başka insanlara yansıtmaktan çekinmeyen
Atatürk, sadece kendi kıyafetlerini tasarlamakla kalmayıp başka insanlar için de çeşitli
kıyafetler tasarlamayı ihmal etmemişti. Sabiha Gökçen’i askeri hava okuluna gönderdiğinde,
Sabiha’nın ve diğer havacılık okulundaki öğrencilerin üniformalarını özel olarak kendisi
çizmiş ve terziyle birebir toplantı yapıp diktirmiştir.17 Ulu önderimiz bu eşsiz tasarımlarıyla
birçok ünlü tasarımcıya bile ilham kaynağı olmuştur. Moda kariyeri boyunca birçok büyük
şirkette çalışmış olan ünlü İngiliz modacı Neil Barret “Atatürk’ün stili gerçekten kusursuz.
Atatürk yaşadığı yıllara göre stili açısından da çok önde ve çok çok zevkliymiş. Bir
koleksiyonumda Atatürk’ten ilham almıştım. Atatürk’ün farklı tarzları bir arada kullanması ve
farklı materyalleri bir arada kusursuz yansıtması, o yıllarda bunu yapabilmesi müthiş bir şey.”
diyerek Atatürk’ün kaliteli ve ileri görüşlü moda anlayışı konusunda ona olan hayranlığını
dile getirmiştir.18
Peki, Atatürk şıklığa ve giyim tarzına niye bu kadar önem veriyordu? Bunun bir
sebebi kendisine ve toplumuna inanılmaz derecede saygılı olmasıydı. Bir lider olarak bir sürü
insanın onu örnek alacağını biliyordu. Kendisi özenli ve şık olacaktı ki önderlik ettiği toplum
da şık, özenli ve çağdaş bir toplum olma yolunda ilerlesin. Atatürk aynı zamanda giyimine
dikkat etmeyen insanın, hem kendisine hem de topluma saygısının olmadığını
düşünmekteydi.19 Buna ilave olarak Atatürk, giyimine ve kendisine özen göstermeyen birinin
söyledikleri ve yaptıkları işlere de özen göstermeyeceğini söylemektedir.
16 Sabiha Gökçen ile röportaj. TRT arşivi,
http://www.trtarsiv.com/izle/104027/sabiha-gokcen-in-ataturk-un-giyimi-hakkindaki-roportaji Son erişim tarihi
10.05.2018. 17 a.g.e. 18 Esra Çoruh, “Atatürk’ün stili kusursuz,” Habertürk Gazetesi, 13 Haziran 2015. 19 Sabiha Gökçen ile röportaj. TRT arşivi,
http://www.trtarsiv.com/izle/104027/sabiha-gokcen-in-ataturk-un-giyimi-hakkindaki-roportaji Son erişim tarihi
10.05.2018.
9
İşte Atatürk’ün şıklığa önem vermesinin başka bir sebebi de aslında buydu. Atatürk bir
devlet başkanı olarak uluslararası kamuoyu önünde Türk halkını temsil ettiğinin farkındaydı.
Kıyafetleriyle iletişim kuran Atatürk yabancılarla yapılan toplantılara her zaman şık ve titiz
bir şekilde gitmeseydi, uluslararası kamuoyunda Türkiye’nin yaratacağı intiba olumsuz
olabilir bu durum ise sadece ona değil tüm Türkiye’ye mal olabilirdi.
Atatürk’ün bu şıklığını korumasında ve çağdaş giyim tarzını Türk toplumuna
yansıtmasında Kordonciyan ailesinin de büyük bir payı olmuştur. Atatürk’ün eşsiz moda
tasarımlarını hayata geçiren, onun kıyafetlerinin çoğunu diken Kordonciyan ailesi Atatürk’ün
terzisi olarak Türk toplumunun moda anlayışının değişmesinde büyük bir rol oynamıştır.
4. ATATÜRK VE KORDONCİYAN AİLESİNİN İLİŞKİSİ
a) Kordonciyan Ailesinin Tarihi ve Atatürk’le İlişkileri
Türkiye’de Cumhuriyetin ilanı ile birlikte çok sayıda yenilik ve değişiklik meydana
gelmiştir. 1920’lerde yaygınlaşmaya başlayan frak ve smokin Cumhuriyetin ilanı ile beraber
Türkiye’de de kullanılmaya başlanmıştır. Kordonciyan ailesi ülke ve hatta dünya genelinde
üretmekte oldukları tasarım dehası smokin, frak ve takımlarıyla tanınıyordu.
Kordonciyanların başarı hikayesi de Türkiye’de Cumhuriyetin ilan edilmesi ve smokin
modasının yavaş yavaş Türkiye’ye gelmesi ile başlamıştır.
Kordonciyan ailesi dört kuşaktır terzilik yapmaktadır. Günümüzde mesleği devam
ettirmekte olan Levon Kordonciyan ismini büyük dedesi, “Kordonciyan terzilik mesleği”nin
ilk kuşağı olan Levon Kordonciyan’dan almıştır. 1920li yıllarda terzilik mesleği çıraklıktan
kalfalığa kadar yükselebilen, daha henüz yeni yeni oturmaya başlamış bir meslekti.
Türkiye’deki terziler yaklaşık olarak eşit şartlarda büyüdükleri ve mesleği eşit olanaklarda
öğrenebildikleri için hiçbir terzi birbirinden çok farklı değildi. İlk kuşak olan Levon Bey de o
10
yıllarda terzilik yapmıştır. Ayşe Arman ile yaptığı bir röportajında dördüncü kuşak olan
Levon Bey dedesinin eğitimi ile ilgili şunları söylemiştir: “Rum bir ustanın yanında terzilik
öğreniyor, mesleğinde büyük başarılar kaydediyor.”
20
“Medeni ve beynelmilel kıyafet, bizim için, çok cevherli milletimiz için layık bir
kıyafettir. Onu giyeceğiz.”21 sözlerini sarf eden Atatürk, tanımladığı bu ülkesine yakışır moda
anlayışını gözler önüne sererken kimlerden yardım almıştır? Elbette, eğitim görmüş
terzilerden… Atatürk o zamanlarda kıyafet ve şapka devriminin getirmiş olduğu yenilikler ve
modernleşme ile gelişmekte olan moda akımını Türkiye’ye daha çok kazandırmayı
hedeflemiştir. Aynı zamanda, Türkiye’yi her konuda Avrupa seviyesine ulaştırmak için
Paris’e moda eğitimine yedi kişiyi göndermeye karar vermiştir. (Bkz. Ek-6) Bütün eğitimin
bedeli Türkiye Cumhuriyeti tarafından ödenmiş ve kıyafet reformuna dair ilk adımlardan biri
bu şekilde atılmıştır. Levon Bey’in Rum ustası da onu Atatürk’e tavsiye etmiştir. Dördüncü
kuşak Levon Kordonciyan’ın annesi Şuşan Kordonciyan (Levon Bey’in torunu olan İskender
Kordonciyan’ın eşi) Levon Bey’in Paris eğitimi ile ilgili şunları söylemiştir; “Levon
Kordonciyan 7 kişi ile beraber bu 7 kişi içinde şapkacı, eldivenci, ayakkabıcı ve bayan ve
erkek kıyafetleri diken kişiler hep beraber Paris’e bu işin eğitimini almaya gidiyorlar.”
22
Levon Bey beş yıl boyunca Paris’te terzilik üzerine eğitim almış ve bu konuda staj
yapmıştır. Levon Kordonciyan’ın ismini taşıyan dördüncü kuşak torunu Levon Kordonciyan,
büyük dedesinin Paris’te aldığı eğitimi şu sözlerle özetlemiştir: “Levon Kordonciyan Paris’te,
E. J. Malle Akademisi’ne giderek diplomasını alır. Beş sene eğitim için kaldığı Paris’te,
smokin, frak, jaketatay, bonjur ve redingotun nasıl dikileceğini öğrenir. Dikim tekniklerine
hâkim olurken, bu kıyafetlerin nerelerde giyilmesi gerektiğini de beller.”23 O zamanlar için
20 Ayşe Arman, “Smokin deyince Levon Kordonciyan” Hürriyet Gazetesi, 18 Mayıs 2013. 21 Hale Ceylan Barlas, “Modada öncü bir lider Mustafa Kemal Atatürk”, Sözcü Gazetesi, 10 Kasım 2017. 22 Şuşan Kordonciyan ile röportaj. Nermin Özdemir, Ekin Korkmaz. İstanbul, 2018. 23 “Atatürk’ün terzisinin torunu açıkladı!”, Hürriyet Gazetesi, 10 Kasım 2015.
11
yurtdışına gidip eğitim almak herkesin sahip olabileceği bir olanak olmadığı için Levon Bey
bu eğitiminden sonra kendisine terzilikte büyük bir artı katmış olarak bu sektörde bir adım
önde ilerlemeye devam etmiştir.
Kordonciyan eğitimden döndüğünde ise Atatürk’ün özel terzisi olarak
görevlendirilmiştir. Şuşan Kordonciyan yapılan röportajda, Atatürk’ün Kordonciyan’ı tercih
etmesinin en önemli sebeplerinden birini, Atatürk’ün kıyafet devrimi sırasında ülkesine örnek
olmak istemesi ve ancak bu işin erbabı olan insanlarla çalışarak örnek olabileceğini
düşünmesi olarak belirtmiştir.24 Böylelikle, kuşaklar boyunca süren başarı hikayesi için ilk
adım atılmıştır, İstanbul Havuzlu Han’da Levon Bey, oğlu (üçüncü kuşak Kordonciyan) ile
smokin ve takım elbiseler dikmeye başlamıştır. Sonrasında o zamanlar için terziliğin okulu
olarak bilinen günümüzde de tekstil için büyük önem taşıyan Sultan Hamam’a geçerek işlerini
ilerletmişlerdir. Üretime öncelikle takım elbise dikerek başlamışlardır. İlerleyen zamanlarda
smokin ve frağın ünlenmesi ve daha çok kişi tarafından tercih edilmesi ile beraber smokin ve
frak alanında da ünlenmeye başlamışlardır.25
b) Kordonciyan Ailesinin Atatürk’e Olan Bağlılığı Ve Günümüzdeki Durumu
Kordonciyanların zamanla Türkiye’ de hızlı bir şekilde yayılan ünü dünyaya da aynı
hızda yayılmaya başlamıştır. Büyükelçiler ve yabancı iş adamları Kordonciyanların daimi
müşterisi haline gelmiştir. Zaman ilerledikçe başarılarına başarı katmaya devam eden
Kordonciyan ailesi işlerini kültürler boyunca devam ettirmeyi bir yaşam gayesi olarak
belirleyerek markalarını oğuldan oğula devretmişler ve mesleklerini bu şekilde
sürdürmüşlerdir.
24 Şuşan Kordonciyan ile röportaj. 25 Şuşan Kordonciyan ile röportaj.
12
Birinci kuşak Levon Kordonciyan ve oğlu, Atatürk vefat ettikten sonra, Atatürk’e olan
gönül borçlarını ödemek ve Atatürk’ün istediği şekilde giyinen bir Türkiye yaratmaya katkı
sağlamak için eğitimli terzilerle beraber Anadolu’ya gidip orada bedava terzilik eğitimi
vermişlerdir. Bu şekilde, Atatürk’ün moda anlayışını yaymayı ve hayattayken uğruna
uğraştığı çağdaşlık reformlarını canlı tutmayı hedeflemişlerdir.26
Sultan Hamam’daki üretimden sonra Beyoğlu’nda da bir mağaza açmışlardır. Daha
sonrasında üçüncü kuşak temsilcisi İskender Kordonciyan ve oğlu Levon Kordonciyan eski
adı ile ‘İskender Butik’ şimdiki adı ile ‘İskender Smokin’ ve ‘Levon Kordonciyan’ şeklinde
iki marka olarak devam etmektedirler. 1998 yılında Beyoğlu semtinin kalabalıklaşması
nedeniyle işlerini Kurtuluş’a taşımışlardır. Günümüzde sekiz yaşından beri terziliği
öğrenmekte olan dördüncü kuşak temsilcisi Levon Kordonciyan işin başında bulunmaktadır.
“Erkeğin makyajı smokinidir”27 sözlerini bir yaşam felsefesi haline getiren Levon Bey
markalarının kalitesini ve müşteri ilişkilerini büyük dedesinin zamanındaki gibi devam
ettirmektedir. Kordonciyan ailesi müşterileri ile kurdukları bağı şu kelimelerle açıklamıştır;
“Provalara uçakla gelip dönen müşterilerimiz bile var. Artık hepsiyle aile gibi olduk.”
28
Ek olarak, Kordonciyan ailesi, 29 Ekim 2015’te Balmumu Heykel Müzesi’ne
Atatürk’ün frak ve pelerinini hediye etmiştir. Bu durum, Kordonciyan ailesinin yeni nesillere
Atatürk’ün moda anlayışını ve stilini en doğru şekilde aktarmak istediğini ve bunun için de
ellerinden geldikçe özgün kıyafetler bağışlayarak destek olduklarını göstermektedir. (Bkz. Ek7, Ek-8)
Tüm bunların ardından, Levon Kordonciyan’ın dördüncü kuşak torunu, 27 Ekim
2017’de TED Ankara Koleji’nde “Yüzyılın En Şık Lideri: Atatürk Kıyafetleri” sergisini
26 Şuşan Kordonciyan ile röportaj. 27 “Dedesi Atatürk’ü O Oscar’ı giydirdi” Sözcü Gazetesi, 9 Mart 2014. 28 Levon Kordonciyan, “ Tarihçemiz”, 14 Nisan 2018 tarihinde erişildi. www.kordonciyan.com.tr
13
düzenlemiştir. Atatürk’ün giydiği 16 kıyafetin orijinal kalıpları kullanılarak kıyafetlerinin
aynıları yapılmıştır. Bu sergi ile çocukların, cumhuriyet dönemindeki yokluğa ve zorluğa
rağmen Atatürk’ün ülkesini kıyafetleri ile nasıl temsil ettiğini aktarmak amaçlanmıştır.
Kordonciyan ailesinin Atatürk’e olan bağlılığı, bu etkinliğin düzenlenmesi için fazlaca çaba
sarf etmelerinden de görülmektedir.29
Kordonciyan ailesi, bugün sahibi oldukları moda sektöründeki başarılarını Atatürk’e
borçlu olduklarını söylemektedir. Bu sektörde bu kadar tanınmaları ve saygınlık
kazanmalarının en büyük etkisini Atatürk ile geçmişleri olduğunu vurgulamalarının yanında
asla yanlış yapmamaya dikkat ettiklerini çünkü yanlış yaptıkları takdirde bu yanlışın
Atatürk’e karşı olacağının da altını çizmektedirler.30
5. SONUÇ BÖLÜMÜ
“Kıyafet sahip olduğun dünya görüşünün aynasıdır”
31 sözlerini dile getiren Şuşan
Kordonciyan gibi Atatürk’e göre de düzgün ve özenli giyinmek bir toplumun gelişmişliğini
ve eğitim seviyesini yansıtır. Bu araştırma süresince de Atatürk’ün moda sektörü üzerindeki
etkisi incelenmiştir. Kıyafet reformundan başlayıp, günümüze kadar detaylandırılarak Türk
halkının giyim tarzının ve modaya olan bakış açısının değişimi anlatılmıştır.
Bu araştırmanın ortaya koyduğu en önemli noktalardan biri, Atatürk’ün her konuda
olduğu gibi moda ve giyim konusunda da bir ilham kaynağı olduğudur. Edindiği kıyafet ve
moda kültürünü halkına da aynı şekilde aşılamaya çalışmıştır. Ülkesi için en önemli hayat
gayelerinden bir tanesini modernleşme olarak ortaya koyan Atatürk, Türk halkını en ileriye,
en doğru şekilde taşımayı hedeflemiştir. Kıyafet bütünlüğünü ve modernliğini de bu hedefin
yolunda vazgeçilmez bir adım olarak görmüştür. Halkın uzun yıllar boyunca oturmuş kültürel
gerçekliklerini değerlendirerek, bu köklü değişimleri toplumla en uyumlu şekilde yürütmeye
29 “Yüzyılın En Şık Lideri Atatürk”,HaberTürk Gazetesi, 27 Ekim 2017. 30 Şuşan Kordonciyan ile röportaj. 31 Şuşan Kordonciyan ile röportaj.
14
çalışmıştır. Bu sayede, toplumun kendisi de modernleşme yoluna daha içten ve yapılan
değişiklikleri benimsemiş bir şekilde çıkmıştır. Daha sonra kendi moda anlayışını, eğitim
olanağını sağladığı terzilerin yardımıyla ortaya koymuş ve hem kendi ülkesine örnek olmuş,
hem de Türkiye’yi dünyaya modern bir çizgide yansıtmıştır.
Bu araştırmadan çıkarılabilecek en önemli sonuç, Atatürk’ün savaştan çıkmış,
toparlanma sürecinde olan fakir bir ülkeyi dünyaya fikren zengin ve modern olarak tanıtmayı
başarmış olmasıdır. Bireysel moda anlayışı ve bunu yansıtışı Türkiye Cumhuriyeti’nin imajını
yenilemiş ve Atatürk’ü bu imajın önderi haline getirmiştir. Günümüzde hala Atatürk’ün moda
anlayışı moda sektöründe önemli bir yer kaplamaktadır, Kordonciyan ailesi gibi Atatürk’ün
düşünce yapısının etkisini taşımaya devam eden bireyler tarafından da desteklenerek hayatta
tutulmaya çalışılmaktadır. Bu durumdan da anlaşılabileceği üzere, Atatürk moda konusunda
bıraktığı bu etkiyi sadece kendi döneminde değil ölümünden sonra dahi sürdürmüştür
Alagözlü, Mert, et al. "Türkiye'nin dünya modasıyla tanışması: Atatürk'ün öncülüğünde ilerleyen Alamod kıyafet serüveni." Fatma Özden Mercan, HIST 200-12 (2017-2018 Spring); 4 (2018).